Sunday, March 21, 2010

İstanbul Film Festivali'nde İyi Film Seçme Sanatı

Evet biraz iddialı bir başlık oldu ama, 29 yaşındaki festivali neredeyse 15 senedir takip ediyorum, ve kendimce bir takım yöntemler geliştirdim, iyi filmleri seçmek adına... Öncelikle kitapçığı alıyorum, bütün tek tek filmleri okuyorum -inceliyorum. Akbank galaları, NTV belgesel kuşağında gösterilecek filmleri kafadan eliyorum... Aynı şekilde Türk filmlerini de es geçiyorum. Bu filmlere bir şekilde daha sonra da ulaşabileceğimi bilmenin verdiği rahatlık var tabii. Ancak bunlara gidilmeyecek diye bir şey de yok... İkinci olarak, aşırı şiddet ve cinsellik içeren, yahut fazla deneysel olduğuna inandığım filmleri de istisnalar dışında eliyorum -beni açmıyorlar genellikle. Bu şekilde film sayısı 200'den 100'lere iniyor... Muhakkak izlemek istediğim filmlerin yanına yıldız koyuyorum, merak ettiklerimin yanına ise soru işareti... Bazen bir soru işareti, bir kaç soru işaretine de dönüyor ki, bunun anlamı "merak ediyorum-iyiye benziyor" olabileceği gibi, "emin misin, iyi düşün, değer mi" gibi bir manaya da gelebiliyor. Aradaki farkı bir tek ben biliyorum! Kitapçığa elbette güvenmiyorum, her filmi övüyorlar, bu film yaramaz diyecek halleri de yok... Bunun bilincinde olarak bu yıldızlı ve soru işaretli filmleri internetten araştırıyıp, son kararlarımı veriyorum. Filmin bir kaç farklı festivalden ödül almış olmasına önem veriyorum. Tek festival yetmez, çünkü jüri ile aynı kafada olmayabiliriz, ancak bir iki festivalden ödül almış olması ortalama bir beğeninin üstünde olduğunu gösteriyor... Daha önce filmini izlediğim yönetmenleri takip etmeye gayret ediyorum. Bunun dışında uzak coğrafyaların, bilmediğimiz ülkelerin filmlerini görmeye çalışıyorum. Aynı değerdeki bir İngiliz filmi ile Senegal filmi arasında herzaman ikincisi olur tercihim. Film kötü bile olsa, çok uzak bir memleketi izlemenin avantajıyla avunurum. Ha ayrıca kitapçıkta konusu işkillendiren filmlere de hiç ilişmem, "daha konusu anlatılamıyor, bu filmden iş çıkmaz" derim. Bu aşamada biraz geri kafalılığım tutar... Nihayetinde gittiğim filmlerin bazılarında memnun kalmasam da, bazı şahane filmleri de sırf hislerim sayesinde izlediğim olmuştur... Yani kötü filmlere üzülmem, balık yakalamak için oltayı atıp bekleyeceksin, bazen vurur, bazen vurmaz diye düşünürüm...

No comments: