Saturday, June 04, 2011

Pearl Jam ile Hayatim


Benim Pearl Jam ile ilk munasebetim liseyi bitirdigim yaza denk gelir. O yaz, universiteye gitmeden onceki uc ay bir `kasetci`de calismistim. Bir Pearl Jam albumunu (`Ten`i) de  ilk o zaman gormustum. Dinlemisligim yoktu, grubun dunyayi nasil salladigindan da bihaberdim. Sadece albumun agiz sulandiran o pembe rengi dikkatimi cekmisti. Bir de... Bizim patronun iki dukkani vardi. Benim durdugum kucuk olandi. Neyse o yaz iflas ettiginde (!), benim dukkandaki kasetleri toparlarken, `neee bunlar burada ne ariyor` diye iki adet `Ten` kasetini burnuma dogru sallamisti. Bununla demek istedigi suydu: `Guzel albumleri almissin, bizim orada millet soruyor, yok diyoruz, satamiyoruz.`

Pearl Jam ile ikinci karsilasmam, universiteyi kazanip Istanbul`a gelince kalmaya basladigim annemin teyzesinin evinde oldu. Buyuk kuzenim (annemin kuzeni aslinda) tiki/ciks tabir edilen bir insandi. Hosladigi bir kiz Pearl Jam sevdigi icin cekme bir `Vs.` kasedi satin almis, ama gurultuye tahammul edemeyip, bir kenara firlatmisti. O kasedi bulup, dinledigim anda dunyam da degismisti. `Vs.` en sevdigim Pearl Jam albumudur hala... 

Bir sure sonra Akmar`in onunden `Ten`deki sarkilarin oldugu korsan bir konser kaseti edinmistim.

`Vitology`yi donem ortasinda (2. ya da 3. sinifta olmam gerek), eve dondugumde, bizim apartmanin altindaki kasetcinin vitrinde gordum. Hatirliyorum, kapagina hayran oldugum kasedi satin almamla, vicdanimin sizlamaya baslamasi arasinda sadece bir kac saniye gectmisti Cebimdeki tum parayi o gunlerde fiyatina saglam zam gelen bir kasete vermistim. Neyse aksam yemeginde utana sikila ne yaptigimi anlattim. Annem, `olsun canim, para senin` dedi. Ama demek ki o zaman cok paraydi benim icin. 

Pearl Jam en sevdigim gruptu.

`No Code` oncelikle kapagiyla mest etmisti. Ancak arkadasimin `ogrenci` evinde ki dandik teypte dinlerken bir miktar hayal kirikligina ugratmisti beni. Albumun guzelligine kendime ait bir Bulgar CD`si edinip (O zamanlar korsan CD`ye oyle diyorduk, cunku bu CD`ler Bulgaristan`dan geliyordu.) dogru duzgun dinleyince vardim. 

1996 Kasim`indaki Pearl Jam konserleri cok ozeldir benim icin... Sevgili falan yapmistim... :)

Bugun dinleyince icinde cok guzel parcalar oldugunu goruyorum fakat `Yield` (gene muhtesem bir kapak) ciktigi zaman beni cok etkileyemedi. Ayni durum `No Code`da basima geldigi icin telas etmedim. Israrla dinlemeye devam ettim... Olmuyordu... Album beni bir turlu icine alamadi o gunlerde.

Birkac sene gecti... Roll`da Atilla Aydogdu`nun yazdigi gayet olumsuz elestiriyi okuduktan sonra `Binaural`dan uzun sure uzak kaldim. Nihayetinde CD`yi dinleyip tuylerim diken diken olunca ,bende bir sevinc bir sevinc ,sormayin...

Pearl Jam`in takip eden albumlerini (kotu kapakli 3 kayit:), Riot Act`, `Pearl Jam` ve `Backspacer`)  bolca dinledim. Album olararak beni eskisi kadar etkilemedilerse de, iclerinde sevdigim parcalar cok oldu.

Eddie Vedder`in `Into the Wild` soundtrack`i muhtesemdi. Bugunlerde `Ukulele Songs` adli ikinci solosunu da cikardi. Dort telli calgi esliginde kisacik sarkilarini soyluyor... Neyse lafi cok uzatmamayim, bu yaziyi cok evvel yazmisim, ama taslak halinde birakmisim. Biraz once tesadufen buldum ve yayinlamak istedim.

No comments: