Sunday, May 08, 2011

Haftanın Filmi: Kaybedenler Kulübü

İzlemeye başlarken doğrusu umutsuzdum, kendimi şaşırtarak ilgiyle izledim "Kaybedenler Kulübü"nü. Ancak bunda zamanında programı epeyce dinlemiş, 6.45 kitapları okumuş, Kadıköy-Beyoğlu'nda dolanmış, hikaye edilen insanları ya da benzerlerini az çok tanımış olmamın payının olduğunu düşünüyorum. 

Bunları yapmamış biri bu filmden ne anlar? İşte orası bence çok muğlak... Hele de bizim milletin geneli gibi pek mürekkep de yalamamışsa, bir takım göndermelere de Fransız kalınacağı muhakkak. (Gişe rakamları beni yalanlıyor!) 


Hani eski bir fotoğraf albümünü karıştırırsınız bazen. Oradakileri tanırsınız, fotoğrafların nasıl çekildiğini, kimin kim olduğunun bilirsiniz. Ona bakmak eski günleri hatırlamak size bir haz verir. Diğer yandan "elin" fotoğrafları ne kadar da sıkıcıdır. 

Şu haliyle eski dinleyiciler-fan'lar için yapılmış, bir fetiş film gibi geldi bana "Kaybedenler Kulübü", ne anlattığı belirsiz, derdi belirsiz, resmen havada sallanıp duran... 

Tamam kızmayın, programda da öyleydi, biliyorum. Ama iyi film deyince benim aklıma da başka şeyler geliyor işte. 

Kayıt sonrası notu 1: Doğrusu programın reyting'leri altüst ettiğinin hiç de farkında değildim ben o zamanlar.

Kayıt sonrası notu 2: Filmin kapanışında çalan Gülce Duru & Can Cox şarkısı da fena değilmiş.

   

No comments: